MINDFUL İLETİŞİM- SESSİZLİĞİN ÖĞRETİSİ

Bazen bir konuşmanın en değerli kısmı, hiç konuşmadığımız anıdır.

Mindful iletişim çoğu kişinin sandığı gibi “daha doğru cümleler kurmak” değildir.

Bazen hiçbir şey söylememek, kelimelerin yapamadığını yapar: zihni yumuşatır, duyguyu rahatlatır, iletişimi iyileştirir.

Bunu en iyi anlatan küçük bir anı vardır zihnimde:

Bir gün küçük bir parkta otururken, yan bankta oturan iki kişinin konuşmasını fark etmiştim.

Biri heyecanla anlatıyor, diğeri sadece dinliyordu.

Sorular yoktu, tavsiyeler yoktu, yönlendirmeler yoktu.

Sadece yumuşak bir dikkat, sade bir varlık hâli.

Anlatan kişi bir noktada durdu, derin bir nefes aldı ve şöyle dedi:

“Seninle konuşmak çok iyi geldi. Aslında sen pek bir şey söylemedin ama… iyi geldi işte.”

Dinleyen kişi gülümsedi.

Çünkü bazen bir insana en çok iyi gelen şey, onun için susarak yer açmaktır.

Zihni Sessizleştirmek

Karşımızdakini dinlerken çoğu zaman ses aslında bizim içimizdedir:

Ne söyleyeceğimizi planlarız, savunma hazırlarız, çözüm ararız.

Oysa zihni bir süreliğine kenara bırakmak, karşımızdakini gerçekten duymayı mümkün kılar.

Duyguyu Görmek

Mindful iletişimde cümlenin içindeki duyguyu fark ederiz.

“Sinirlendi mi?”

“Yoruldu mu?”

“Bir şeyden vaz mı geçti?”

Kelimeyi değil, duyguyu duyduğumuzda ilişkiler yumuşamaya başlar.

Alan Açmak

Bir cümleyi hemen doldurmak zorunda değiliz.

Bazen karşımızdaki, düşüncesinin tamamının çıkabilmesi için birkaç saniyelik sessizliğe ihtiyaç duyar.

İşte o sessizlik, iletişimin altın payıdır.

Bugün biriyle konuşurken,

cevap vermeden önce bir nefeslik yer açmayı denersen ne olur?

Bazen o tek nefes, tüm iletişimi değiştirir.

Binay Bayram